İnsanlopedi

Sümela Manastırı , Trabzon

SÜMELA MANASTIRI

Sümela Manastırı, Türkiye’nin Trabzon ilinde bulunmaktadır. Manastır, Maçka ilçesi sınırları içerisinde yer alır. Ve Karadağ’ın yamaçlarına oyulmuş bir kayalık üzerine inşa edilmiştir.

Manastır, 4. yüzyılın sonlarında Bizanslı keşiş Barnabas tarafından kurulmuştur. İlk yapısı zamanla yıkılmış ve bugünkü yapı 13. yüzyılda inşa edilmiştir. Sümela Manastırı, Ortodoks Hristiyanlık için önemli bir hac yeridir ve Yüksek Kilise Ayini gibi dini törenler düzenlenmektedir.

Manastırda 365 oda bulunmaktadır .Ve bu sayı her günün bir yılı temsil ettiği inancına dayanmaktadır . En üst kattaki ana kilisede, Meryem Ana’nın ahşap oyma ikonu bulunmaktadır. Ayrıca manastırda freskler, yazıtlar ve eski el yazmaları da yer almaktadır.

Sümela Manastırı, doğal güzelliği, tarihi ve kültürel zenginliği ile turistlerin ilgisini çeken önemli bir turistik yerdir. Ancak, artan ziyaretçi sayısı ve çevre kirliliği nedeniyle son yıllarda restorasyon çalışmaları yapılmıştır ve bazı dönemler ziyarete kapalı olabilmektedir. Manastır, yüzyıllar boyunca bir dizi farklı faaliyet için kullanılmıştır.

Manastırın inşa edildiği dönemde, 4. yüzyılda başlayan Hristiyanlık yayılımıyla birlikte bölgedeki Hristiyanlar için bir ibadet yeri olarak hizmet vermiştir. Manastır, Bizans İmparatorluğu döneminde Ortodoks Kilisesi’ne bağlı bir manastır olarak kullanılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu’nun Trabzon’u fethetmesinden sonra, manastır camiye dönüştürülmüş ve çevredeki Müslüman toplumun ibadet yeri olarak kullanılmıştır. Ayrıca, manastırda bulunan kaynak suyunun sağlık açısından faydalı olduğuna inanıldığı için, ziyaretçiler tarafından sağlık merkezi olarak kullanılmıştır.

Cumhuriyet döneminde, manastır müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ziyaretçiler, manastırın yapısını, tarihi eşyalarını ve freskleri gibi sanat eserlerini görme imkanı bulmuşlardır.

Günümüzde, Sümela Manastırı, turistik bir yer olarak ziyaret edilmektedir. Ziyaretçiler, manastırın tarihi mimarisini ve fresklerini inceleyebilir, çevredeki doğal güzellikleri keşfedebilir ve bölgenin tarihi ve kültürel mirasını deneyimleyebilirler.
Sümela Manastırı yapısı itibarıyla oldukça büyük ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Manastırın tam olarak kaç odadan oluştuğu konusunda net bir bilgi olmamakla birlikte, tahminen en az 72 odaya sahip olduğu düşünülmektedir.

Manastırın içindeki odalar çeşitli amaçlar için kullanılmıştır. Örneğin, büyük bir salon olan “Katholikon” ibadet alanı olarak kullanılmıştır. Ayrıca manastırda keşişlerin yaşadığı küçük hücreler, yemekhaneler, mutfaklar, kilerler ve depolar gibi odalar da vardır.

Odaların görünüşüne göre kullanım alanları şöyle sıralanabilir:

Hücreler: Küçük boyutlu odalar, manastırdaki keşişlerin yataklarının bulunduğu yerlerdir.
Kripta: Yine küçük bir oda olan kripta, manastırdaki önemli isimlerin mezarlık alanıdır.
Katholikon: Büyük bir salon olan Katholikon, manastırdaki ana ibadet alanıdır ve freskleri ile ünlüdür.
Yemekhane: Keşişlerin yemek yediği alanlardan biridir.
Kiler: Yiyeceklerin saklandığı alandır.
Mutfak: Keşişlerin yemek pişirdikleri alandır.
Manastırın içindeki odaların büyük bir kısmı küçük boyutlarda olsa da, bazıları oldukça geniş ve ferahtır. Odaların çoğu taş yapılardan oluşmuştur. Ve duvarlarında freskler veya mozaikler bulunmaktadır.
Büyük bir yemek salonu bulunmaktadır. Bu salonlarda genellikle uzun masaların ve sandalyelerin yer aldığı düşünülmektedir.

Banyo ve tuvaletler ise genellikle yine ortak kullanım alanları olarak inşa edilmiştir . Ancak manastırın yapısı gereği odaların tam olarak nasıl kullanıldığına ilişkin kesin bir bilgi bulunmaktadır.

KAYALIKLARA YAPILMA SEBEBİ

Sümela Manastırı’nın kayalık bir alanda inşa edilme sebebiyle ilgili birkaç rivayet bulunmaktadır. Birinci rivayete göre, manastırın yapımı sırasında, inşaat işçileri için yeterli alan olmadığı için manastır kayalıklara inşa edilmiştir. Aynı zamanda kayaların sağlam yapısı da manastırın zeminini güçlendirmiş ve dayanıklılığını arttırmıştır.

İkinci rivayete göre, yapımı sırasında, kurucusu olan Barnabas’ın rüyasında Meryem Ana, manastırın tam olarak nereye inşa edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle, manastırın kayalıklar üzerine inşa edilmesi kararlaştırılmıştır.

Üçüncü rivayete göre ise, manastırın inşası sırasında yapılan kazılarda, kayalıkların içinde kutsal su kaynakları keşfedilmiştir. Bu su kaynaklarının keşfi, manastırın buraya inşa edilmesinde etkili olmuştur.

Bu rivayetlerin hangisinin doğru olduğu net bir şekilde bilinmemektedir. Sümela Manastırı’nın kayalıklar üzerine inşa edilmesi, bugün bile benzersizliği ve tarihi önemi açısından dikkate değer bir özellik olarak kabul edilmektedir.

GÜNÜMÜZDE SÜMELA MANASTIRI

Manastır, 1923 yılında yapılan mübadele ile birlikte bölgede ki Rum nüfusun göç etmesinin ardından terk edilmiştir. Ve uzun bir süre kullanılmamıştır. Daha sonra 1960’lı yıllarda restore edilmeye başlamıştır. Ve turistik ziyaretler için açılmıştır. Ancak, zamanla yapısal hasarlar oluşmuştur. Ve manastırın çevresindeki kaya blokları düşme riski oluşturmuştur. Bu nedenle, 2015 yılında Sümela Manastırı’nın restorasyon çalışmalarına başlanmıştır. Restorasyon çalışmaları halen devam etmektedir. Ve manastırın ne zaman tekrar turistik ziyaretlere açılacağına dair resmi bir tarih açıklanmamıştır.

Sümela Manastırı’nın kullanılmamasının ana sebebi, yapısal sorunlar nedeniyle güvenli olmayan bir alan olmasıdır. Ancak, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte, manastırın tekrar turistik ziyaretlere açılması planlanmaktadır.

Exit mobile version